15 Ocak 2014 Çarşamba

London in 1927 & 2013



Bunca yıl geçmesine rağmen şehir kendini korumuş ve çok az değişiklik olmuş. Oysa İstanbul'un sadece bir 10 yıl öncesine göz atınca ne kadar fazla değişiklik var. Peki dikilen gökdelenler gelişmişliğin simgesi mi? Evet, İstanbul'da o tarihten beri bir çok yeni bina dikildi çehresi çok değişti şu an bazı bölgelerde gökdelenlerden gökyüzünü görmek bile zor. Şimdi soru şu, evet bizim daha çok gökdelenimiz var Londra ile kıyasladığımızda yani biz daha mı gelişmişiz?

8 Ocak 2014 Çarşamba

Bilgisayarın seni değiştirmeden, sen bilgisayarını değiştir.

Hangi reklam ajansı yapdıysa tebrik ediyorum. Ellerine sağlık :) Fark ettim de Dizüstü bilgisayarımı değiştirme vakti gelmiş.

7 Ocak 2014 Salı

Sağlıklı Yiyecekler Tercih Edin

Arada sırada kaçamak yaparak Fast Food ürünler tüketen birisi olarak size Fast Food tüketmeyin diyemiyeceğim. En azından az tüketmeye çalışın. Anlık lezzetli gelebilir ancak sonuçları aşağıdaki gibi olacaktır. Fotoğraf yeterince açık sanırsam.


6 Ocak 2014 Pazartesi

Dünyanın en şaşırtıcı eğitim sistemi: Finlandiya

… Finlandiyalı çocukların okul yaşamı, Finlandiya’nın bizzat uygulamakta olduğu gençlik ve eğitim politikalarının sonucudur; PISA testlerinin değil. Fin eğitim sisteminde okuma becerileri, bilim ve matematik okur yazarlığı kadar sosyal bilimler, görsel sanatlar, spor ve pratik becerilerin geliştirilmesi de önemli. Finli çocuklar anaokul ve ilkokul hayatları boyunca oyun oynar ve zevk alarak öğrenirler. Finli öğretmenler de, ebeveynler de matematik ve ya fen derslerindeki soyut kavramları öğretmenin en iyi yolunun müzik, drama ya da spor uygulamaları olduğunu düşünür. Akademik ve akademik olmayan öğrenme biçimleri arasında kurulan bu denge çocukların okuldaki mutluluğunu sağlamanın büyülü formülüdür. PISA testleri, okul yaşamının çok önemli olan bazı kıstaslarını değerlendirme dışında bırakıyor.
Pasi Sahlberg
Düşük maliyetler, kısa okul saatleri,  ile yüksek akademik başarıyı; bireyselliğe, bağımsızlığa önem veren, öğrencilerine kendi eğitim programını kendi düzenleme sorumluğunu yükleyen eğitim anlayışıyla bol boş zamanı, eğlenerek öğrenmeyi birleştiren Fin eğitim sistemi hala eğitimin rüya ülkesi olmaya devam ediyor.
İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.
-1-
Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7.
Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor.
Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.
-2-
Fin eğitim müfredatı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibaret.
Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.
-3-
Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar  not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
-4-
Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar.
İlk okulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.
-5-
Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.
Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip.  Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
-6-
Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur.
Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.
Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.
-7-
Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
-8-
Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok.
Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
-9- 
Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok  daha düşük.
Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.

3 Ocak 2014 Cuma

Yağmurdum Ben.

Yağmurdum ben.
Parçalandım.
Bir damla kaldı benden.
Düştüm eline.
İçmedin bile beni.
Beğenmedin.
Bende yere düştüm.
Bir güle hayat verdim.
Gülü aldın eline diken battı.
Attın.
Olmadı yine.
Bir arı içti beni arı oldum.
Bal oldum sana.
Bu seferde korktun benden.
Tam sarılacaktım sana.
Kaçtın.
Yani bir yar olamadım sana.
Bulut oldum.
Bir rüzgara verdim kendimi.
Yükseldim.
Yükseldim.
Yükseldim.



2 Ocak 2014 Perşembe

A computer with eyes - see the future of computing with eye tracking

Henüz ismi konmamış olan Tobii EyeX üretimi olan ürün. Bilgisayarınızın faresinden bağımsız olarak ekran baktığınız işlemeleri sizin için seçerek onaylamınız halinde gerçekleştirecek. Ürünü özellikle Call of Duty tarzı first-person shooters, oyuncuları sabırsızlıkla bekliyor. çünkü ürün bakılan nesnelere yaklaşma hedef alma imkanı sunuyor. Artık oyun oynarken kafamızı sağa sola yatırmamızın bir anlamı olacak.