Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Kasım 2013 Pazartesi

İLBER ORTAYLI - Üç Kıtada Osmanlılar


     Kitap 2007 yılında Timaş yayıncılıktan çıkmış.190 sayfa olan bu eserde önsöz hariç 20 bölüm bulunmaktadır. Kitap Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek adlı serisinin 3. ve son kitabı. Kitabın Piyasadaki fiyatı ise 14,5 TL olarak görünüyor. Fatih Sultan Mehmet'in Otranto seferinden, II. Viyana kuşatmasına, Osmanlı hukuk sistemine, Lale devrine ve birçok konuya değinen Prof. Dr. İlber Ortaylı okunası bir kitaba daha imza atmış. Her sayfası bilgiyle dolu olan eser oldukça faydalı görünüyor. Sonuçta; tarihçi olarak tartışması bile yapılamayacak bir kişi olan İlber Ortaylı imzası taşıyan kitabı herkese tavsiye ediyorum. 

           İyi Günler.

8 Kasım 2013 Cuma

Mehmet Rauf - Eylül 1901

Mehmet Kemal Sedir'in yazısı


O Yalnızca Sevmişti.

Eylül romanının 185. sayfasında parağraf arasında kalmış sonbaharda uçmayı bekleyen kelimelerin dansına şahit olmuştum. Beni bu yazıyı yazmam iten de kitabın içinde kalan parağrafların arasındaki cümleler oldu. Kitap Necip, Suat ve Süreyya karakterlerinden oluşan ilk psikolojik roman. Ama parağrafların arasında kalan karakterlerin düşünceleri bıçak kadar keskin demir kadar soğuk hissettiriyor. Aklıma hemen Behçet Necatigil'in şu mısraları geliyor;

Kimi kâğıtlar
Aydınlığa tutsanız
Çizgi, resim, bir şekil.
Ya da gizli mürekkeple yazılmış
Boş görünen sayfa
Okunur ısıya yaklaştırınca.
Kimi şiirler
Okunur arkasında
Kendi ateşiniz varsa.

Bu kitabı daha öncede okudum. Belli bir yere kadar sıkıldım ve bıraktım. Ben ona küstüm ama kitap küsmedi bana ve yeniden açtı gonca gülünü her sabah kütüphaneden. Tekrar elime aldığımda uzun zamandır görüşmeyen sevgililer gibiydik. Önce konuştuk havadan sudan. Eeeee kolay mı yüzyıl sonrası nesle hitap etmek asırların ardından. Bakmadan gözlerine sesini duymadan anlatmaya başladı kitap Suat'ı Necib ve Süreyya'yı.

Ah 185. sayfa ah.
"O yalnızca sevmişti, aşk sözcüğünden belli belirsiz hissolunan en büyük anlamına kadar sevmiş, ölümlere kadar sevmişti. Fakat onu istemenin bile bir cinayet olduğunu görerek, hayatta sevdikleri tarafından sevilenler de olduğunu düşününce, ah ediyordu ve sonra öyle sevip sevilenler için bütün o afetler gelecekti, değil mi?"
Bir oradan bir oraya koşturur lodos aklını başından alır kitaplar ve şiirlerde kelimelere dans ettirir şairler.

Aniden soğur ellerim.
ve aniden ısınır.
Birden bire ağlarım
ve birden bire gülerim halime
deliler gibi
Sebepsiz severim seni
papatyaları sevdiğim gibi.
Severim seni
doğumunu sevdiğim ilkbahar gibi.
Seyrederim ışıkları şehrin
Başım cama dayalı
üşür yanaklarım
buz keser ellerim
ve buhar tutmaz artık cam,
sen beni ben seni
orada bekleriz

Mehmet Kemal Sedir

Son bulur bu gece. yağmurlu, soğuk bu gece.


6 Kasım 2013 Çarşamba

AHMET CEMALEDDİN SARAÇOĞLU - Düşman Geliyor Top Başına



          Çanakkale Deniz Zaferi - 18 Mart 1915

          Üzerinden tamı tamına 98 yıl geçmiş olmasına rağmen unutulmayan destan.

          Birlik ve beraberlik içinde inanılmaz bir destan. Bir uyanış. ÇANAKKALE.

       Kitap; Ocak 2007 yılında Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu tarafından Yeditepe Yayınevi tarafından çıkmış. Eser 108 sayfa ve önsöz hariç 5 bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümü savaşın genel hatlarını batan gemiler hakkında bilgileri içermekte. Son bölüm Türk zaferinin önemine sayısal verilere ve savaşla ilgili bilgilere değinilmiş. Diğer bölümlerde ise savaşı İngiliz-Fransız kayıtlarından savaşın genel durumu, savaş esnasında savaş gemilerinin içinde yaşananlara yer verilmiş.
     Kitap deniz savaşının çok derin ayrıntısına inmeden verdiği bilgiler ve savaşın önemini net bir biçimde ortaya koyması nedeniyle oldukça faydalı. Deniz savaşı ilgili bilinmesi gereken hemen her konuya değinilmiş. Kitabın tek eksiği ise; bazı bölümlerde fazla ayrıntıya yer verilmesi ve savaş gemisinin içerisini hemen hemen tamamımız bilmediğinden dolayı anlatılan yerleri zihinde canlandırmak kolay olmaması sebebiyle özellikle bir kaç bölümde yazıdan kopmaya neden oluyor. Bu bölümler daha sadeleştirilerek diğer bölümlerdeki sade bir dil ve net bilgilerle kısaltılabileceği görüşündeyim. Tabii ki yazar tarihi belgelere sadık kalarak tüm bilgileri aynı şekilde verme isteğine kendisine kalmış bir durum. Her ne kadar bahsettiğim bölümlerde eksiklikler olsa da, savaşın diğer taraftan nasıl göründüğünü göstermesi açısından bu bölümler de oldukça önemli.
        
       Sonuç olarak kitap kısa ve okunaklı bir eser. Verdiği net bilgilerin çok faydalı olabileceği kanısındayım.

       Herkese Selamlar Olsun.

       İyi Günler.
         

5 Kasım 2013 Salı

AKNERLİ GRİGOR - Okçu Milletin Tarihi




          Okçu Milletin Tarihi 13. yy'ın ikinci yarısında Ermeni kayıtlarına göre Moğol tarihine ait bilgileri içeren ve derleme niteliğinde bulunduğu söylenen bir eser. Eser Türkçeye Hrand D. Anreasyan tarafından çevrilmiş ve Yeditepe Yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Bu eserin kolofon bölümünden yola çıkarak kitabı Akner Manastırında rahip olan Grigor isimli bir rahibin kaleme aldığı düşünülmektedir. Bu nedenle Aknerli Grigor adı yazarın isim bölümünde yer almaktadır.

          Kitap; 94 sayfa,  önsöz ve kolofon hariç 17 kısımdan oluşmaktadır. Sayfaların alt kısımları dip notlar ile zenginleştirilmiş ve okuyucu için çok faydalı olmuş. Kitap içinde Moğolların dış görünüşleri, savaşları, dönemin tarihi olaylarını, dini farklılıklar Ermeni kayıtlarına ve yazarın birebir gözlemlerine dayanılarak yazılmış. Döneme ait bilgilerin yine o dönem yazılmış olması eserin kıymetini arttırdığı kanısındayım.

          Herkese Selamlar Olsun.

          İyi Günler.

KAAN KURAL - Hastasıyım Bu Oyunun


       
          Basketbol sevgisiyle dolu bir arkadaşım tarafından geçen hafta bir kitap hediye edildi. Kitabı bir solukta okudum. Kitap her sayfası muhteşem bilgilerle dolu veya eğlenceli bir kitap değildi. Ama basketbola bakışı olan bir kitaptı. Kitabın tabii ki böyle olması çok doğaldı. Nedeni ise KAAN KURAL.

          Kitap; 174 sayfa önsöz hariç 29 bölümden oluşuyor. 4. baskısını Şubat 2013'te yapmış. Maviağaç Kültür Sanat Yayıncılık tarafından basılmış. Kitaptaki 29 bölümde kısa hikayeler ve yorumlarına yer vermiş yazar. Carmelo'dan, Memo'ya, Grant Hill'den T-mac'e yada Schumi'den Süreyya Ayhan'a kadar.

          Kitabın genelindeki en büyük başarı ise basketbola bakış açısı. Kaan Kural'ın tüm kitabı teknik bilgilerle donatabileceğini herkes biliyor. Ancak kitaba 'Hastasıyım Bu Oyunun' demek tam ona yakışır bir duruş.

          Benim kitapta en sevdiğim bölümler ise 'Corchiani', 'İki Brian'ın hikayesi' ve 'Halay'. Herkes Jordan'ı, Garnett'i, James'i yazar. Ancak bu bölümlerin kitapta olması beni çok mutlu etti.

          Kitabın tek eksiği ise (eksik denebilir ise) bazı bölümlerin yıllara dayanamayıp güncelliğini yitirmesi.

          Herkese Selamlar Olsun.

          İyi Günler.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Sezer'ın hakkını sezara verelim. 

Kitap kurdu değiliz ancak okuduğumuz kitaplar hakkında yorumlarımızı sizinle paylaşıp sizinde fikirlerinizi alabileceğimizi umuyoruz. 

BAŞLIYORUZ.

Sonbahar gelir.

Yapraklar sararır ve biz 3+1 kafadar (+1 telefondaki Gino) Gaziosmanpaşa'da B&B çiftinin evinde 4 kasım günü saatler 21.00'de yorumcuyuzbiz.blogspot.com kurar.

Her sitenin isim babası vardır. Bizim ise cici bir isim annemiz oldu. TEŞEKKÜRLER BEHİYE (yenge).

Sitenin ilk yazısını yazarken yanımda blogun alt yapısını ve teknik işleriyle uğraşan bir de babamız oluştu. TEŞEKKÜRLER BAYRAM.

Sanırım çocuklar da ben ve Gino olduk.

Amacımız ortak. İlgi duyduğumuz konuları siz okuyucularımıza ulaştırmak.  

Umarım bizden sıkılmazsınız.

Herkese Selamlar Olsun.