15 Kasım 2013 Cuma

Şeref'e

Bir şeyi başarmak için Dünya'ya geldiğini düşündün mü?

Bir görevin olduğunu ve onu yapınca bütün işini tamamladığını. Artık geri çağrılmak veya yeni görevler verilmesini beklediğini. O arada kendine göre bir hayat kurduğunu. Her kurduğunda bir şey içinde bu Dünya ya biraz daha bağlandığı. Hadi gel deseler 'ama şey ya ben kalsam belki başka bir iş içinde kullanılırım ben beklerim sorun değil.'dediğini. 

Geliş amaçını unuttuğunu.

Buranın daha iyi olduğunu kendine göre bir şey yapabilmenin veya bir şeyi bilmeden ne kadar, ne zaman, ne olacağını bilmeden yaşayıp her gün acaba bugün nasıl şeyler başıma gelecek kimlerle tanışacağım kimlere tartışacağım kimlere aşık olacağım ve kimlerden neler alacağım.

Ve yahut nereye gideceğini bilmeden yaşamanın tadını çıkartacaksın.

Belki hastanede bile olsan iyileşince ne güzel günlerdi be deyip anacaksındır rakı masasında.

Sonra şerefe diyeceksin.

O kadar sarhoş olacaksın ki, ya bizim şeref vardı noldu ya ona çok iyi çocuktu be dediğinde senle dalga geçecekler ama sen aldırış bile etmeden devam edeceksin. Anılarından iyi, kötü tatlı, sert yaşanmışlıkları anlatacaksın ve o zaman anlayacaksın ki asıl yaşamanın zevki o anılarda saklı.

Bir kadehte onlara içeceksin.

Seni bu hale getirenlere ve sabah kalkacaksın.

Yine yeni bir gün yine yeni bir sen.

Tek fark biraz baş ağrısı ve o tanımadıkları Şeref.

Şeref'e.

2 yorum: